Sıcak ve bunaltıcı hava Türkiye genelinde etkili olurken, bu yaz birçok şehirde sıcaklık
rekoru kırıldı. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Gönül Dinç Horasan, küresel ısınmaya bağlı olarak önümüzdeki yıllarda da yüksek
sıcaklık dalgalarının etkili olacağına dikkat çekerek, ulusal düzeyde ‘Sıcak Sağlık Eylem
Planı’nın oluşturulmasını önerdi. Yüksek sıcaklığın bir halk sağlığı tehditi olduğunu
belirten Prof. Dr. Horasan, “Sağlık ve sosyal bakım konusunda hazırlıklı olmalıyız” diye
konuştu.
Küresel ısınmayla birlikte sıcak dalgası ve kuraklık gibi aşırı iklim olaylarının
gerçekleşme sıklığı artmaya başladı. Sıcak hava; özellikle çocukları, yaşlıları, kronik
hastalığı olanları, engelli bireyleri, sıcak iş ortamında ve açık havada çalışanları sağlık
yönünden tehdit eder seviyeye ulaştı. İklim değişikliğinin küresel sonuçlar doğurduğunu
ve bu durumun artık günlük yaşamda da kolayca hissedilmeye başlandığını söyleyen
İEÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gönül Dinç Horasan, sıcaklığın oluşturduğu
riskleri azaltmak adına önerilerini sıraladı.
HASTALIK VE ÖLÜMLER ARTABİLİR
Prof. Dr. Horasan, küresel sıcaklık ortalamasının artışıyla ilgli veriler paylaşarak, “Resmi
verilere göre, 2019 yılındaki küresel sıcaklık ortalamaları, 1850-1900 yılları arasındaki
döneme göre 1,1 derece yükseldi. Görüyoruz ki, bu artış artarak sürüyor. Özellikle bu yıl
sıcak havadan çok bunaldık, İzmir dahil birçok şehrimizde sıcaklık rekorları kırıldı.
Petrol, kömür gibi fosil yakıt tüketimi nedeniyle oluşan sera gazı emisyonlarındaki artış,
küresel ısınmanın temel nedeni. Sıcaklık hava dalgalarının artmasıyla birlikte
hastalanma ve ölümlerde ciddi artışlar var. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre
1998-2017 arasında 166 binden fazla insan sıcak hava dalgaları nedeniyle hayatını
kaybetti. Bu sayıların artmaması için ülkelerin sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik
Paris anlaşmasında verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri önemli. Ancak bu arada
sıcaklığa bağlı oluşacak riskleri önlemek için ülkelerin Sıcak Sağlık Eylem Planları
hazırlaması gerekiyor. Biz, Türkiye’de oluşturacağımız ‘Sıcak Sağlık Eylem Planı’ ile
riskleri azaltmak adına örnek bir adım atabiliriz” dedi.
SORUMLU KURUMLARIN IŞ BIRLIĞI ÖNEMLI
Prof. Dr. Horasan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu konuda sorumlu olan tüm kurumların
iş birliğiyle kapsamlı bir eylem planı oluşturulup uygulanabilir. Sıcaklık artışının önemli
bir risk olduğunu kabul ederek tüm kurumlar güç birliği yapmalı. Bu planlar, öncelikle
ulusal düzeyde hazırlanmalı, yerel riskleri ve önlemleri de göz önüne alan yerel planlar
bunu izlemeli. İnsanlarda da mutlaka farkındalığı artırmalı, sıcaklığa karşı kişisel
önlemlerin alınması gerektiği fikrini oturtmalıyız. Kamu spotları, bu konuda çok etkili
olabilir. Sağlık ve sosyal bakım sistemi sıcak hava dalgalarından etkilenen kişilerin
gereksinimlerini karşılayacak şekilde hazırlıklı olmalı. Bu sayede sıcaklığa bağlı
oluşacak hastalıklara karşı hazırlıklı olunur ve bu durumun sağlık sistemine ek yük
getirmesi önlenir. Yaşlılar ve kronik hastalar gibi özel grupların ‘özel bakım’
gereksimlerinin karşılanması da plana dahil edilmeli.”
MEKAN VE ŞEHİRLERDEKİ ISI AZALTILMALI
Kent ısısını düşürmenin de büyük önem taşıdığını dile getiren Prof. Dr. Horasan, “Uzun
vadede, şehir planlamasında kent ısısını düşürmeyi de önceliklerden biri haline
getirmeliyiz. Örneğin; kent genelindeki yeşil alanları artırmak, su kaynaklarının zarar
görmesini engellemek, kente hakim rüzgar geçişlerini dikkate alarak bina yerleşimlerini
ve yüksekliklerini ayarlamak gibi pek çok madde sayabiliriz. Bu tarz adımlarla şehir
ısısının artışı düşürülebilir. İç mekan ısısını azaltacak adımlar da önemli. Örneğin; klima
veya vantilatör gibi cihazlara toplumun erişimini kolaylaştırmak, koyu renk perde ya da
tül kullanımı bunlardan bazıları. Bina cepheleri ve duvar renkleri, güneş ışınlarının
geldiği yöne göre belirlenebilir. Tüm bunlar, detay gibi geliyor ama ev içindeki ısıyı
önemli düzeyde etkiliyor” diye konuştu.