Egeli Gazete

Psikiyatri Uzmanı Prof. Ersoy uyardı: Sağlıklı insan bir kez aşık olur, ne kadar sağlıksızsan o kadar çok aşık olursun

Aşk ile ilgili bilimsel çalışmalara imza atan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akif Ersoy, Egeli TV’ye verdiği röportajda aşkın tarifini, ömrünü, düşmanlarını anlattı ve önemli uyarılarda bulundu.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Ersoy uyardı: Sağlıklı insan bir kez aşık olur, ne kadar sağlıksızsan o kadar çok aşık olursun
Haberler / Güncel
22 Mayıs 2024 Çarşamba 09:13

Aşk ile ilgili bilimsel çalışmalara imza atan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akif Ersoy, Egeli TV’ye verdiği röportajda aşkın tarifini, ömrünü, düşmanlarını anlattı ve önemli uyarılarda bulundu. Uyarılardan ilki “Sağlıklı insanın bir kez aşık olacağı oldu. Ne kadar sağlıksızsan o kadar sık aşık olursun”, ikincisi “Aşk olmasa da ilişki, evlilik olur hatta çok güzel olur”, üçüncüsü “Aşka biçilen 7 yıllık ömür bile çok”… Prof. Ersoy, ilk görüşte aşkın da olabileceği tespitini yaptı. Şimdilik ipuçları bu kadar devamı röportajımızda…

-    Aşkın belirtileri nelerdir? 

Aşkın belirtileri heyecan korku. Gerçek sevgide kaybetmekten korkar mısın? Bir ölçüde korkarsın ama fazla korkar mısın? Korku ve heyecan olacak mı olmayacak mı aşk nesnesini gözünde yüceleştirir. Şair demiş ki gerçek aşkın bir gözü kör, bir gözü fal taşı gibidir. Fal taşı gibi açıktır. Bu ülküleştirme yüceleştirme demek. Kör gözünle hatalarını görmüyorsun, açılmış gözünle de iyi olan özelliklerini olduğundan da daha iyi görüyorsun. Bu da objektif bir değerlendirme yapamamana neden oluyor.

-    Geçmiş ve şimdiki aşklar arasında fark var mı?

Var. Cinsellik artık ilişkilerde ilişkinin çok ciddi bir parçası haline geliyor. Cinsellik bir açıdan duyguları artırır. Sadece seks yaptığın kişiyi daha çok seversin. Bu aynı zamanda hormonal bir şey yani. Hormonlar senin aşık olduğun duygusunu daha da artıyor. Cinselliğin verdiği hazza bağlandığın için zevk verici her şey dopamin salgılatan her türlü aktivite bağımlılık yapar. Sekste bağlayan bir unsur haline geliyor. Halbuki bağlamaması gerekiyor. Seks sekstir, herkesle yapılabilecek bir şeydir. Çok özel bir koşul gerektirmiyor. Seksin ilişkiye çabuk girmesi, aslında bağlanılmaması gereken bir ilişkide bağlanmaya neden oluyor. Bunu üniversite yıllarındaki gençlerde çok sık görüyoruz. Üniversite ilk yılında başlıyor bir ilişki 3-4 yıl devam ediyor. Sonra ayrılıyorlar. O 4 yılı geçiriyor. Oysa o 4 yıl bir insanın hayatında doğru insanı bulması için çok önemli. Doğru insan ne demek? Hobilerim uyacak, zevklerim uyacak, sosyokültürel seviyem uyacak, dünya görüşüm inancım uyacak. Doğru insan bunların hepsi. Kadınsam çocuğuma babalık yapacak insan, erkeksem çocuğuma annelik yapacak bir kadın bulmak. Aşkı bir kenara bıraktım, hayatın gerçeklerini konuşuyorum. Bunlar hayatın gerçekleri. Sonuçta isteyelim istemeyelim evleniyoruz, çocuk yapıyoruz. Onların geleceği. Bunları düşündüğün zaman doğru kişiyi bulmak için muhteşem bir yer üniversite ortamı. Her gün yeni insanlarla tanışıyorsun. Sen git ilk seneden birisiyle kumru gibi sevgili ol, 4 yılını geçir, bütün fırsatları kaçır. Ondan sonra iş hayatına girdikten sonra doğru insanı bulacağım diye uğraş, yaş geldi 30’a. Yanlış kişilere takılıp kalmamak lazım. Cinsellik burada gereksiz bağlanmaya neden olarak doğru kişiyi aramana engel oluyor. Sadece cinsellik için ilişkiyi 4 yıl boyunca sürdürüyor. Kadın ya da erkek fark etmez.

-    Günümüzde insanlar daha mı az aşık oluyorlar?

Daha az aşık oluyorlar. Çünkü eskiden bu kadar yan yana gelmiyordu insanlar. Sevgi görmekle başlar, görmemekle büyür. İlk bakışta aşık olan insanlar vardı, belki de çoğu zaman evlenince birbirini tanıma imkanı buluyorlardı. Bilgi eksikliğinde aşk duygusu da büyüyor. Neden görmediğin zaman aşk büyür? Aşk bir ülküleştirme. Ülküleştirme benim kafamdaki yansıtmadır. Neye ihtiyaç duyuyorsam onu yansıtıyorum o özelliğin onda var olduğunu tahayyül ediyorum. Bu da ancak görmemeyle olan bir şey. İnsanlar eskiden birbirini daha az gördüğü için daha az aşık oluyorlar.

-    Biraz mesafe mi koyalım hocam?

Koyabilecekseniz mesafe koyun ama koyamazsınız telefon diye bir icat var artık. İnsanlar gece 12.00’den 03.00’e kadar 3 saat telefonda ‘sen kapat ben kapatayım’ muhabbeti yapıyorlar. İnsanların artık ülküleştirmeyi yapacak kadar görmeme şansı yok. Bu tahmin tabii ki araştırma sonucu değil. 

-    Gerçek aşk insana huzur verir mi?

Gerçek aşk sağlıklı aşksa yani sevginin çoğulu ise böyle bir aşk tanımı da yapılabilir. Gerçek aşk sevginin çok olanıdır, çok sevmektir dersek. O zaman gerçek aşk huzur verir. Ama az önce söz ettik, aşktaki korku ve heyecan huzurun tam tersi şeyler.

-    İlk görüşte aşk var mı?

Var. Ne kadar çok ihtiyacın varsa birine aşık olmaya, birini ülküleştirmeye ilk görüşte aşk o kadar mümkün olur. Halbuki ilk görüşte aşkın gerçek aşk olma ihtimali düşüktür. 

-    Ömrü var mı aşkın? 7 yıl diyorlar..

7 çok bile. Aşkın ömrü 3 yıl derler. 3 yıldan sonra ya sevgiye dönüşecek. İdeal olan budur. Her gün yeni bir özelliğini keşfetme, sevme şansını yakaladıysam çok güzel. Bu da çok gerçekçi değil. Öyle birisi olacak ki her gün yeniden ona aşık olacağım. Bence bu gerçekçi olma meselesini de konuşmamız lazım. Günümüzde insanlar çok yüksek beklentilerle ilişkilere giriyorlar. Bu da ilişkinin kendisini yıpratıyor. 

-    Sosyal medya mı beklentileri mi yükseltiyor?

Derler ki Hollywood filmleri hep mutlu sonla biter. Evlenirler ve film biter. Biz çoğu zaman filmlerde o işin geri kalanını çok görmüyoruz. Oysa günümüz oranlarına bakarsak evliliklerin neredeyse yarısı bitiyor. Türkiye’de de boşanma oranlarına bakarsak özellikle bazı illerde İzmir, Muğla, Çanakkale.. Havanın sıcak ve suyun tuzlu olduğu yerlerde boşanma oranları da daha fazla mı görünüyor.

-    İnsan bir kez mi aşık olur?

Sağlıklı bir insansa evet. Ne kadar sağlıksızsan o kadar çok aşık olursun. Üçüncüsünden sonra insanın şunu anlaması lazım. Bu aşık olduğum kişi ile ilgili değil, bu artık benimle ilgili bir şey. Ben kötüleri mi çekiyorum derler. Doğru, güçlüleri arayanlar piskopatları çeker. Piskopatlar da bencildir, kendi çıkarından başka bir şey düşünmez. O zaman da ilişki kötü gider. Üçüncüsünde kişi artık aşkın kendisiyle ilgili olduğunu anlamalıdır. Güzellik bakan gözdedir. Benim gözümde olan bir şey. Aşkın seninle bir ilgisi yok.

-    Aşk ömür boyu sürer mi?
Olabilir. Bununla ilgili beyin görüntüleme çalışmaları yapılmış. Birbirine aşık olduğunu söyleyen yaşlı çiftlerin düşük bir oranında yüzde 3-5 galiba aynı beyin bölgesinin ışımaya devam ettiğini beyin görüntüleme göstermiş. Bu da bize gösteriyor ki o heyecan ve korkuyu ömür boyu devam ettirebilen çiftler var. Bu iyi bir şey mi o da tartışılır tabii.

-Nefret aşka dönüşür mü, aşk nefrete dönüşür mü?

Aşkın nefrete dönüşmesi çok daha sık olan bir şey. Sonuçta aşk gerçeklere dayanmıyor. Gerçekleri gördüğün zaman gördüğün şeyden nefret etmen hiç de küçümsenecek bir olasılık değil. Tersi daha az olmakla birlikte mümkün. Kötüleri çeken kadın diyelim, aslında bir taraftan nefret ediyorsun gördüğün şeyden ama güce duyduğun hayranlık nedeniyle kopamıyorsun. Dolayısıyla çok özel durumlarda nefret aşka dönüşebilir. 

-    Aşkın katili nedir?

Gerçek, aşk bir hayalse katili gerçektir.

-Günümüzde aşk duygu değişiyor mu?

Aşkı geçmiştekinden ayıran bir şey tüketip atma. İnsanlar bir şeyleri çok çabuk tüketip eskitiyor. 2 yılda bir araba değiştiriliyor, telefon, televizyon sürekli değiştiriliyor. Günümüz insanı her şeyi çok çabuk tüketiyor. Günümüz insanının heyecan arayışını tetikleyen sosyal medya, telefon var. Videolar bile kısaldı. Kimsenin sabrı yok. İnsanların heyecan arayışı ilişkiyi de etkiliyor. Azıcık azaldığında acaba aşkım mı bitti benim demeye başlıyor. O zaman değiştireyim. Sanki aşk olmadan evlilik olmazmış gibi. Olur.. Çok güzel de olur. Benim bir insan olarak bütün ihtiyaçlarımı karşılayan kişiyi ben zaten severim. Deli gibi aşık olmam gerekiyor. Ama günümüz insanı o heyecan arayışıyla çok güzel ilişkileri de bitirebiliyor.

-    Son tavsiyeniz nedir?

Herkes toksik ilişki nedir biliyor artık. Bir tarafım diyor ki bu ilişki bana zarar veriyor. Bir tarafım da bırakıp gidemiyor. O noktada yardım alman gerekiyor. Ben bunu söylerim. 
Bazen çevremizdeki insanlar bizi bizden iyi tanır. Çünkü bir insanın arabanın kör noktası gibi kör noktaları vardır. Ben arkamda olanları bilemediğim gibi ruhumun derinliklerinde olup biteni de göremeyebilirim. Çevremdeki insanların bana verdiği geri bildirim önemli. Herkes onaylıyor ben de kendimi iyi hissediyorum. O zaman yürü ne diyeyim…

-    O zaman aileler de işin içine giriyor değil mi?

Aileyle ilgili ciddi problemler olabilir. Baban seni evlendirmek istemiyor olabilir, senin turşunu kurmak istiyorsa eğer hiç kimseyi beğenmiyorsa o zaman durum değişiyor. O zaman babanın yardıma ihtiaycı var senin babanla ilişkini çözmen gerekir. Ben şunu çok iyi biliyorum erkek evladının evlenmemesi için elinden geleni yapan anneler var. Bağımlı bir ilişki olmuş erkek evladıyla onu bırakmak istemiyor çünkü hayatında o erkek evladından başka bir şey yok. Üzgünüm ama o annenin dediği o kadar da önemli değil.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER ASAYİŞ YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2024 Egeli Gazete