GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER ASAYİŞ YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL

PAYLAŞ 

Cansu Ece Gökşin

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. turu sonrasında, toplumun bir yarısında bayram yaşanırken bir diğer yarısı için de hüzün egemen duygu oldu. Bundan önce de defalarca dile getirdiğimiz üzere, toplumun her bir dinamiğini esir alan kutuplaşma, seçimler ve sonuçlarında da kendini gösterdi. Peki 85 milyon bu kadar kutuplaşmayı kaldırır mı, kaldırmak zorunda mı? En basit şekliyle; Hayır. Ülkenin geleceği ve bekası için 50+1’i hedeflemek bütün siyasi partiler için en büyük yanlıştı zaten, ama toplum dinamikleri ne yazık ki diğer alternatiflere imkan vermiyor, veremiyor. Toplum kendi içinde de bölünmeyi barındıran 2 ittifak (Cumhur, Millet) kendini 2'ye böldü ve sonuç Erdoğan’ın zaferi oldu. Erdoğan’ın bu sefer Külliye’den yapılan balkon konuşmasını hepimiz izledik. Tayyip Erdoğan ne kadar Türkiye kazandı dese de kendisini partisinden ve ülkesinden üste koymayı bir satırında bile ihmal etmedi konuşmanın. Muhalif seçmen 21 yıldır yeniliyor Muhalif seçmen bundan sonra ne yapacak? Bizi bu sonuca ne getirdi? Erdoğan mı başarılıydı yoksa muhalefet mı sınıfta kaldı? Bu soruların hepsine cevap vermeye çalışacağım. Muhalif seçmen ne yapacak, dilerseniz bununla başlayalım; muhalif seçmen 21 yıldır yeniliyor, bu sefer de sonuç değişmedi. Oysa ki bu sefer çoğu kişi umutluydu çünkü muhalefet geniş kesimlerde birleşmeyi başarmıştı (CHP + İYİ Parti + Kürt seçmen) ama bu da yeterli olmadı. Nedeni muhalefetin içinde bulunduğu kısır döngüler, aday açıklamadaki gerilim, zamanlamanın talihsizliği ve Türkiye gerçeklikleri. Aday açıklama süreci tam anlamıyla bir fiyaskoydu, İYİ Parti'nin masadan kalkması, milliyetçi kanattaki kurmaylardan ve Akşener’den Kılıçdaroğlu’nun adaylığına gelen tepkiler ve uzlaşının bir türlü yakalanamaması. Sonuç ise Kılıçdaroğlu adaylığı ve diğer küçük partilere Cumbuhbaşkanlığı Yardımcılığı ve küskün/ sandığa gitmeyecek  laik – seküler seçmen. Herkesin cevabını bulamadığı soruyu buradan da yöneltelim bir daha;  Demokrat Parti, Deva, Gelecek ve Saadet neden Cumbaşkanlığı Yardımcılığı ve 40 Milletvekilliği ile ödüllendirilmek istendi bu seçimde? Bu partilerin oyunun %5 oranında olacağı ve AKP’den oy devşirebilecekleri düşünüldü fakat Erdoğan’ın yanında Babacan ve / veya Davutoğlu’nun Anadolu eşrafında bir etkisi olabilir miydi? Hem de populist ve şövenist propangadayı ustaca kullanan bir lidere karşı. Tabii ki de hayır, peki o zaman Muharrem İnce’nin deyimiyle Çankaya’nın kalbine hançeri saplamaya gerek var mıydı, CHP’lileri bölmeye gerek var mıydı? Hayır, asla yoktu. Montaj videolar galip geldi Ekonomi fiyaskoydu, halkın çoğunluğu tarafından mülteciler ciddi bir sorundu ama buna karşın; iktidarın ülke bölünecek sloganıyla yaydığı montaj videolar galip geldi. Kopuş yaşayan muhalif seçmen halkın cehaleti üzerinden bir sonuca varıyor ama ne yazık ki bunlar da gerçeği yansıtmakta yetersiz kalıyor.  Halkın kumaşı bu, Atatürk zamanında da buydu, Ecevit zamanında da. Bize düşen taşları doğru yerlere koymak ve kartları oyununa göre oynamak, biz muhalefet olarak bunu yapabildik mi? Hayır, yapamadık. Milliyetçi propangandaya yer verilmesinde çok geç kalındı, oysa %25’lik milliyetçi bir seçmen havuzu mevcuttu. Ekonomi için belki de halkın canını yakan sorunların reçetesinin köy köy anlatılması gerekiyordu, çünkü AKP’nin oy aldığı seçmen kitlesi zaten Kılıçdaroğlu’nun mutfağında neler oluyor bunu izlemiyor, onu izleyen yine Kılıçdaroğlu’na oy verecek veya veren kesim ne yazık ki. Bu kadar ete kemiğe dokunan soruna karşı muhalefet 21 yılda her seferinde yeniliyorsa, orda bir durup düşünmek gerekiyor. Nerede ne yanlış yapılıyor, demek gerekiyor. CHP’nin içinden çıkması gereken çok ciddi kısır döngüler var, bunu söyleyen muhalefeti bölmekle suçlanıyor ama amacımız bağcıyı bağdan kovmak değil, bu bağdan hep birlikte üzüm yemek. Böyle gidildiği takdirde, ne yazık ki yerel seçimlerde büyük şehirlerde de bir yenilgi alınacak ve CHP / muhalif seçmen 5 yıl sonra da CB seçimlerinde yine kaybedecek. Şapkayı önümüze koymamız ve düşünmemiz gereken bir çok sonuç var, toplumun manevi kopuş yaşayan %48’lik kesimi artık bir zaferi hak ediyor!