Egeli Gazete

Sertel: Anket firmalarına kalsaydı, “Özgür Özel” diye bir Genel Başkanımız yoktu

CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Atila Sertel Egeli TV’de katıldığı programda aday belirlemede anket yöntemini doğru bulmadığını açıkladı.
Player yükleniyor...
Haberler / Asayiş
15 Aralık 2023 Cuma 10:42
https://www.youtube.com/watch?v=TW0XrEpiQEA CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Atila Sertel Egeli TV’de önemli açıklamalar yaptı. Sertel, “Anket firmalarına kalsaydı Özgür Özel diye bir genel Başkan yoktu. Anket firmalarına göre aday belirlemenin çok doğru olmadığını düşündüğüm için söylüyorum bunu. Yani Özgür Özel’i Genel Başkan olarak seçen üyelerimiz. Genel Başkanı seçen üyelerimiz ise belediye başkanlarını niye seçmesin?” dedi. ANKET YÖNTEMİNİ DOĞRU BULMUYORUM Anket yöntemiyle gerçeklere ulaşılmadığını değişik örneklerle ortaya koyulabileceğini vurgulayan Sertel şöyle konuştu; “Bir önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu anket firmalarını göre en az 6-7 puan öndeydi. Fakat 2 puanla kaybettik. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38’inci Kurultay’ı öncesi Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun 100-150 oy farkıyla kazanacağı hem anket firmaları hem de siyaset deneyimi olanlar tarafından aktarılıyordu. Durum tamamen tersi oldu. Kurultay delegelerinin katılımıyla yapılan seçimde Genel Başkanımız Özgür Özel oldu. O yüzden ben şunu da doğru bulmuyorum. Bir büyükşehir belediye başkanının başarısının anketlerle ölçülmesini de doğru bulmadığını ifade etmek istiyorum. Çünkü 5 yıl boyunca onun başarılı olup olmadığını bir Genel Merkez çok defa yaptığı anketlerle ölçmüştür ve bir kanaate varmıştır. Tekrar bir anket yapılması o formayla 5 yıl kente hizmet eden belediye başkanının cezalandırılmasının ötesinde partinin de cezalandırılmasını içerir. Onun için burada dikkatli olmak lazım. Dikkatli bir dil kullanmak lazım. Ben anket yöntemini doğru bulmadığını ifade ediyorum. Ama yapanlar yapabilir.” ÜYE YAPISININ BOZUK OLDUĞUNU SÖYLEYENLER SİYASETEN TEMBEL KİŞİLERDİR Sertel, “Üye yapımızın bozuk olmadığını Kurultay’da gördük. Son seçimlerde değişimi bu üye yapısı sağladı. Bu üye yapısından çıkan kadroların Ankara’da bir Genel Başkan değişikliğine yol açacak parti içindeki demokrasiyi gerçekleştirdiği görüldü. Üye yapısının bozuk olduğunu söyleyenler siyaseten tembel kişilerdir. Ayağını vatandaşın ayağına gitmeye alıştırmayanlardır. Bunlar genelde Ankara’da otururlar. Genel Merkeze yakın dururlar. Onlarla yarenlik yaparak siyasi ömürlerini devam ettirirler. Ama böyle olmamalı. Bu sistem devam etmemeli.” MUSTAFA YILMAZ/EGELİ GAZETE -Bu dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için çok sayıda aday adayı var. Siz İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı olmaya nasıl karar verdiniz? Hangi süreçlerden geçtiniz? Ben 1989 yılında Yüksel Çakmur’un Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı olarak göreve başladım. Hürriyet Gazetesi’nde Çetin Emeç’in işe almıştı. Daha sonra 32 yaşında İzmir Büyükşehir Belediyesine Basın Halkla Daire Başkanı olarak göreve başladım. Biz gazeteciler olarak her türlü eksikliği, vatandaşın her türlü eksikliğini görür ve yazarız. Ama o kadar. Çözüm noktasında biz gazeteciler olamayız. Belediyenin çözüm noktası olduğunu gördüm. Sonrasında milletvekili oldum. Tabii iktidar olamadığımız için Cumhuriyet Halk Partisi olarak yine ben yazan, çizen, anlatan kısmına döndüm. Yine TBMM’de işçinin, köylünün, vatandaşlarımızın, çevremizin, doğamızın, İzmirimizin insan haklarının özgürlüklerinin sözcüsü oldum. Ama hep sözcü oldum. İcraatın içinde olamadım. Siyasi dönemimin bir olgunluğa eriştiği, bir ustalığa doğru gittiği noktada gazetecilik ve siyaset birikimimi de ortaya koyarak iyi bir belediye başkanı olarak iz bırakmak istedim. 1989’dan beri de partiliyim. İZMİR’DE ADAYLARIN NASIL BELİRLENECEĞİNİ BEN DE ANLAMIŞ DEĞİLİM -İnsanların özellikle İzmir’de aday belirleme süreciyle ilgili kafası çok karışık. Aday nasıl belirlenecek? Doğrusunu söyleyeyim ben de anlamış, tam çözebilmiş değilim. Hangi kriterlere göre, hangi ölçütlere göre nasıl adaylar belirlenecek çok anlayabilmiş değilim. Çünkü biz başından beri, yola çıktığımızdan beri seçme ve seçilme hakkının İzmirliye verilmesini söylüyoruz. İzmir’in adaylarını İzmirlilerin belirlemesini istiyoruz. Ön seçim istiyoruz. Sandık istiyoruz. Ben milletvekilliğine ön seçimle geldim. Beni milletvekili adaylığına 13 bin oyla üyelerimiz seçmişti. CHP üyesi olmak bu baskıcı dönemde başlı başına bir onur. Bir çok insan sadece Atatürkçü, solcu ya da CHP’li olduğu için bu dönemde cezalandırıldı. Ne liyakata bakıldı. Ne hakikate bakıldı. Örneğin bir kızımın Kaymakamlık sınavının yazılı bölümünü 100 ile kazandı. Mülakata girdi anne ve babası CHP’li olduğu için elendi. Ya da çok iyi yetişmiş, çok iyi CV’ye sahip gençlerimiz anne ve babalarının parti üyeliği nedeniyle iş bulamadı ve devre dışı bırakıldı dönemde. Bu üye buna rağmen CHP’li olmaktan vazgeçmiyor. Kaldı ki bu üye Genel Başkan Özgür Özel’i seçti. Çünkü Kurultay delegeleri süzülerek gelen seçimlerin ardından CHP’yi temsil eden ve ortaya konan iradeyi değiştiren bir yapıya döndü ve Genel Başkanımız Özgür Özel seçildi. ANKET FİRMALARINA KALSAYDI, ÖZGÜR ÖZEL DİYE BİR GENEL BAŞKANIMIZ YOKTU Anket firmalarına kalsaydı Özgür Özel diye bir genel Başkan yoktu. Anket firmalarına göre aday belirlemenin çok doğru olmadığını düşündüğüm için söylüyorum bunu. Yani Özgür Özel’i Genel Başkan olarak seçen üyelerimiz. Genel Başkanı seçen üyelerimiz ise belediye başkanlarını niye seçmesin? Üye yapımızın bozuk olmadığını Kurultay’da gördük. Son seçimlerde değişimi bu üye yapısı sağladı. Bu üye yapısından çıkan kadroların Ankara’da bir Genel Başkan değişikliğine yol açacak parti içindeki demokrasiyi gerçekleştirdiği görüldü. Üye yapısının bozuk olduğunu söyleyenler siyaseten tembel kişilerdir. Ayağını vatandaşın ayağına gitmeye alıştırmayanlardır. Bunlar genelde Ankara’da otururlar. Genel Merkeze yakın dururlar. Onlarla yarenlik yaparak siyasi ömürlerini devam ettirirler. Ama böyle olmamalı. Bu sistem devam etmemeli. -Anketlerle gerçeğe ulaşılmaz mı? Diyorsunuz. Ulaşılmadığını değişik örneklerle ortaya koyabiliriz. Bir önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu anket firmalarını göre en az 6-7 puan öndeydi. Fakat 2 puanla kaybettik. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38’inci Kurultay’ı öncesi Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun 100-150 oy farkıyla kazanacağı hem anket firmaları hem de siyaset deneyimi olanlar tarafından aktarılıyordu. Durum tamamen tersi oldu. Kurultay delegelerinin katılımıyla yapılan seçimde Genel Başkanımız Özgür Özel oldu. O yüzden ben şunu da doğru bulmuyorum. Bir büyükşehir belediye başkanının başarısının anketlerle ölçülmesini de doğru bulmadığını ifade etmek istiyorum. Çünkü 5 yıl boyunca onun başarılı olup olmadığını bir Genel Merkez çok defa yaptığı anketlerle ölçmüştür ve bir kanaate varmıştır. Tekrar bir anket yapılması o formayla 5 yıl kente hizmet eden belediye başkanının cezalandırılmasının ötesinde partinin de cezalandırılmasını içerir. Onun için burada dikkatli olmak lazım. Dikkatli bir dil kullanmak lazım. Ben anket yöntemini doğru bulmadığını ifade ediyorum. Ama yapanlar yapabilir. -İzmir’de CHP açısından bir risk görüyor musunuz? Hep söylendiği gibi seçim çantada keklik mi CHP açısından? İzmir’i iyi tahlil etmek lazım. İzmir’de 46 yıllık bulunan ve gazetecilik yapmış, çoluk çocuğunu İzmir’de büyütmüş, İzmir’in yetiştirdiği bir insan olarak bu kentte çok önemli bir süreci yaşadım. İzmir halkı Atatürkçüdür, laiktir, çağdaştır. Bayrağına ve vatanına düşkündür ve milliyetçidir. “İzmir halkı solcudur” söylemi doğru değil. Yok öyle bir şey. İzmir halkında özünde 1950’lerden sonra gelen Demokrat Parti etkinliği vardır. 1980’lerden sonra ANAVATAN Partisi’nin, Doğru Yol Partisi’nin kapanmasından sonra genel süreçte o taban laiklik ve çağdaş bir Türkiye özlemiyle İzmir’deki yaşam biçiminin değişmemesi istemiyle Cumhuriyet Halk Partisi’ni desteklemiştir ve oy vermiştir. Öyle değerlendirme lazım. Ben onlara da teşekkür ediyorum. İzmir’de yaşayanlar kardeşliği, barışı ve bir arada yaşamayı sevdikleri gibi özgürce yaşamayı da isterler. Kendi üzerlerinde baskı istemezler, ağırlık istemezler. Hakkaniyet ve eşitlik isterler. Bu yüzden çok dikkatli olmak gerekir diye düşünüyorum. İzmir halkıyla ters düşen anlayışları sergilememek lazım diye düşünüyorum. HİÇBİR SEÇİM ÇANTADA KEKLİK DEĞİLDİR Hiçbir seçim çantada keklik değildir. Onu bir kere ortaya koymak lazım. Her seçimin kendine özgü kuralları ve süreci vardır. O süreci iyi kullanan çok başarılı çıkar. Kötü kullanırsak bazı sıkıntılara yol açabilir. Çünkü 2023 seçimlerinde İzmir’de 6 partiyle ittifak yaptık. Ama 2 puan kaybettik. Bu kayıp niye? 2018’e göre 2 puan kayıp üstelik Saadet, Demokrat, Gelecek ve Deva Partilerine milletvekilleri vermemize rağmen CHP oylarında 2 puan azalma oldu. O partilerin toplamı 2 puan ise 4 puan kaybımız var demektir. 2024 Mart ayındaki yerel seçimlerinde İYİ Parti’nin adayı var. Belki DEM Partisi aday çıkaracak. Çok etkin bir sivil toplum örgütünün başındaki bir arkadaşla karşılaştım. Doğu ve Güneydoğu Federasyon Başkanıydı. Bana CHP’nin adayına bakıp karar vereceklerini söyledi. Bizim için önemli dedi. Benimle ilgili de güzel şeyler söyledi. Teşekkür ediyorum. Her parti kendi adayıyla çıksa bile İzmir’de en önde olan ve bayrağı göğüslemeye yakın olan parti CHP’dir. O nedenle tabanın seçilecek olan aday yöneleceğini düşünüyorum. İZMİRLİLERİ KÜÇÜK GÖRMEK KİMSENİN HAKKI DA HADDİ DE DEĞİL -Bu yerel seçimlerde İzmir bütün Türkiye’nin gündeminde. Sanki İzmir, İstanbul ve Ankara’nın bonusu gibi bir hava var. Başka partilerle İstanbul işbirliği pazarlıklarında İzmir adaylığı gündeme geliyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? “İzmir’in adayını İzmirliler belirlesin” derken zaten söylemek istediğimiz ortada. Biz öncelikle İzmir’deki CHP’lilerin kararına saygı duyulmasını istiyoruz. Bu konuda ısrarcıyız. CHP üyeleri bizi taşıyacak ve sandıktan çıkaracak. Sandıkları kontrol edecek, alanda mücadele verecek. CHP üyelerini ve İzmirlileri küçük görmek kimsenin hakkı ve haddi değil. Her zaman CHP üyelerinin ve İzmir halkının önünde her zaman saygıyla eğilirim. Çünkü Anadolu’dan gelmiş fakir bir çocuğu, bir işçinin evladını 16 yaşında babasız kalmış bir Atila Sertel’i seçerek TBMM’ye gönderen onlar. Ben onların önünde hep saygıyla eğilirim. Benim siyasette iki dayım var. Biri üyelerimiz, ikincisi de halkımız. Başka dayı da tanımıyorum ve istemiyorum da. Dayı-yeğen ilişkisi halkla ve üyemle olan ilişkimdir. RANTIN DEĞİL, HALKIN BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İÇİN YOLA ÇIKTIM -İzmir’de nelerin eksik olduğunu düşünüyorsunuz? Ona girmek istemiyorum. Aynı formayı giydiğimiz için medya üzerinden konuşmak, atışmak çok doğru değil diye düşünüyorum. Adaylaşırsak, yaptığımız ve ortaya koyacağımız projelerle neyin eksik olduğu ortaya çıkar. -Sizi neden aday göstersinler. Sizin diğer aday adaylarından farkınız ne? İşte benim üyeyle ön seçim istememin nedeni, bizim bütün siyasi geçmişimizi, İzmir için ne kadar emek harcadığımızı, çoluk çocuğumuzu nasıl büyüttüğümüzü, duruşumuzu bilmeleridir. Bir kimse, evine hep helal lokma götürdüyse, kimsenin hakkına hukukunu çiğnemediyse, herhangi bir kimse tek bir kötü söz söyleyemiyorsa, dürüstlüğü ve namusu konusunda kefilse bu yeterlidir. Bir de tabii yönetme becerisi noktasında da o insanı İzmir halkı taktir ediyorsa ve biliyorsa bu çok önemlidir. Bana yakın olsun, siyasette torpil olsun, bu benim kolaylıkla yönetebileceğim insan, bana bağlı diye bakıyorsa üst yapı siyaset kurumu ve onunla olan ilişkisinden bir çıkar umuyorsa Vallahi bana nasip olacaksa da olmasın. Bunu çok samimiyetimle söylüyorum. Çünkü ben İzmir halkının çıkarlarını savunmak için, İzmir halkı için, rant için değil halk için bu yola çıktım. Rantın belediye başkanı değil halkın belediye başkanı olmak istiyorum. -Bu süreçte CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir görüşmeniz oldu mu? Özgür Özel Genel Başkan seçilmeden önce beni aradı. İzmir’deki İl Binası önündeki toplantısına davet etti kendisi şahsen telefonla aradı. Gittim, dinledim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında bulunmama rağmen beni nereye çağırırsa yine de giderim. Benim için hiç sorun yoktu. Seçildikten sonra da kutladım. Teşekkür etti. Geçen gün bütçe konuşmasını yaptı. Hakikaten çok önemli noktalara değindi. Geçmişte Azerbaycan, Kıbrıs ve Filistin gibi konularda çok net tavırlarını sergiledi. Bütçe konuşmasında ekonomik verileri çok net, doğru ve yerinde kullandı. Mesaj çekerek kendisine teşekkür ettim. O da bana dönüp sevgi ve saygıyla teşekkür etti. Benim ilişkim şöyle: Şu ana kadar adaylığımla ilgili bir görüşmem olmadı. Üst düzeyden hiç kimseyle olmadı. Sadece MYK’dan bazı arkadaşlarımız beni arayıp kutladı. Manisa milletvekillerimiz arayıp kutladı. Türkiye genelinden eski ya da yeni çok sayıda milletvekili arkadaşım arayıp kutladı. Benimle görüşmek istiyorlarsa ben Ankara’ya giderim. Ama benimle oturulmak istenmediği noktada bir Genel Merkez ziyareti yapmayı uygun bulmadığımı ifade etmek istiyorum.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL TÜRKİYE POLİTİKA EKONOMİ YEREL YÖNETİMLER ASAYİŞ YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK KÜLTÜR SANAT MAGAZİN SPOR RÖPORTAJLAR GENEL
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2024 Egeli Gazete